Aldığımız yanıtlar, fotoğraf paylaşmaktan ekran süresini yönetme ve emoji kullanmaya kadar uzandı. Ebeveynlerin yeni nesilden bir şeyler öğrenme zamanı mı geldi? Ya da çocuklarınızın halen öğreneceği şeyler var mı? Açıkçası, her iki taraf da birbirini dinlemek ve açık iletişim kurmaktan fayda görecektir.
Genç neslin vereceği tavsiyelere ve çocuklarının çevrim içi güvenliği için ebeveynlerinin bu ipuçlarını takip edip etmeyecekleri veya eski alışkanlıklarına bağlı kalıp kalmayacaklarına bakalım.
- “Annem neden arkadaşlarımı Instagram’da takip ediyor?” (Erkek, 13)
Çocuklarınızın çevrim içi arkadaşlarını takip etmeli misiniz? Bu karar, çeşitli faktörleri içeren incelikli bir karardır. Küçük çocuklar ek çevrim içi denetimden yararlanabileceğinden yaş kesinlikle bir rol oynamaktadır. Çocuğunuzun arkadaşlarını takip etmek onların etkileşimlerini takip etmenize ve onları güvende tutmanıza yardımcı olabilir. Bununla birlikte, çocuklar büyüdükçe ve çevrim içi ortamda sorumlu davranmaya başladıkça, daha fazla özgürlük vermek onları yalnızca mutlu etmekle kalmaz, aynı zamanda çevrim içi dünyada daha bağımsız bir şekilde gezinme becerilerine de fayda sağlayabilir.
Güven ve iletişim de çok önemlidir; çocuğunuzla kurduğunuz güçlü ve açık bir ilişki, onun arkadaşlarıyla iletişim kurma konusunda rahat olmasını sağlayabilir. Ancak her çocuk ve her durum farklıdır, dolayısıyla hem çocuğunuzun hem de arkadaşlarının benzersiz kişiliklerini ve tercihlerini hesaba katmak önemlidir.
Sonuçta karar açık iletişime, karşılıklı saygıya ve herkesin konfor alanının bilinmesine bağlıdır. Çocuğunuzun arkadaşlarını çevrim içi dünyada takip etmeyi seçerseniz, onların mahremiyetine saygı duymanız ve özel konuşmalara izinsiz girmekten, hassas bilgileri paylaşmaktan veya kişisel konular hakkında yorum yapmaktan kaçınmanız çok önemlidir. Sorumlu ebeveynlik ile çocuğunuzun bağımsız olma ve kişisel alan ihtiyacına saygı duymak arasında bir denge bulmaya çalışın.
- Ne anlama geldiğini bilmiyorsan şeftali emojisini kullanma! Ve OMG ‘On Minik Goril’ anlamına gelmiyor!” (kız, 12)
Emojileri ve eğlenceli kısaltmalar kullanmanın iletişim tarzınızla ilişkili ve rahat olduğunu düşünebilirsiniz. Bu doğru olabilir ancak eğer mesajlarınızın ima edebileceği çağrışımları biliyorsanız. Emojileri ve kısaltmaları bağlamlarını anlamadan kullanmak, yapay ve zorlama gibi görünebilir.
Genel olarak size doğal gelen bir şekilde iletişim kurmak her zaman daha iyidir ancak çocuğunuzun iletişim tarzına ayak uydurmak istiyorsanız çocuğunuzun sosyal medya kullanımını ondan bir şeyler öğrenme fırsatı olarak kullanabilir ve onun size rehberlik yapmasına şans verebilirsiniz. Çocuğunuzdan belirli bir emojinin veya kısaltmanın ifade ettiği anlamı açıklamasını istemek, ilginç konuşmalar yapma ve eğlenceli bir bağ kurma yöntemi olabilir. Aynı zamanda nesiller arasındaki uçurumu kapatmanın ve çocuğunuzun sizi sadece kural koyan biri olarak değil, bir dost olarak düşünmesini teşvik etmenin de yararlı bir yolu olabilir.
- “Bu fotoda iğrenç çıkmışım. Neden paylaştınız ki?” (kız, 13)
Çocuklarınızın fotoğraflarını İnternette paylaşmak önemli bir karardır. “Yayımla” düğmesine basmadan aklınızda bulunması gereken şeylerden bazıları şunlardır:
Mahremiyet ve duygular: Ergenlerin ve gençlerin mahremiyetlerine önem verdiğinden bahsetmiştik. Fotoğraflarını onaylarını istemeden paylaşmak, kişisel alanlarına müdahale edildiği hissine kapılmalarına neden olabilir. Onların onayını alarak onların duygularına saygı duyduğunuzu ve rahat olmalarını istediğinizi göstermiş olursunuz.
Gelecekte ortaya çıkabilecek etkiler: Bugün paylaşılan fotoğrafların kalıcı bir etkisi olabileceğini unutmayın. Çocuğunuz bu görüntülerin, örneğin üniversite kabulde, iş başvurusunda ve ilişkiler kurarken geleceğini nasıl etkileyeceği konusunda endişelenebilir.
Güvende olma: Çocuğunuzun fotoğraflarını herkese açık olarak paylaşmak, onları istenmeyen ilgiden siber zorbalığa kadar potansiyel risklere maruz bırakabilir. Paylaştığınız fotoğrafların, başkaları tarafından zararlı bir şekilde kullanabilecek bilgiler içermediğinden emin olmanız önemlidir.
Farklı bakış açıları: Paylaşmak istediğiniz fotoğrafların ardındaki duyguları düşünün. Bazı görüntüler çocuğunuzun sevimliliği nedeniyle sizi güldürürken çocuğunuzun rahatsız olmasına veya utanmasına neden olabilir.
Arkadaşlarına ve yaşıtlarına saygı duyma: Çocuğunuzun, örneğin bir okul konserinde çalarken çekilmiş fotoğraflarını paylaştığınızda, onun arkadaşlarını veya sınıf arkadaşlarını da dahil edebilirsiniz. Gönderilerinizi yayımlamadan önce çocuklardan veya ebeveynlerinden onaylarını isteyerek herkesin gönderilerinize dahil edilmeyi onayladığından emin olun. Eğer bunu uygunsuz veya müdahaleci hissetmeden yapmak imkansız görünüyorsa, o fotoğrafı veya videoyu hiç yayımlamayarak diğerlerinin mahremiyetine saygı duymak daha iyi olabilir.
Çocuklarınızın fotoğraflarını yayımlamak, onların başarılarını kutlamanın ve en sevdiğiniz anılarınızı paylaşmanın bir yolu olabilir ancak onların duygularını, mahremiyetini ve güvenliğini dikkate almayı unutmayın. Fotoğraf paylaşma konusunda ne hissettikleri konusunda çocuğunuzla açıkça konuşun. Bu konuşmaları yapmak onların tercihlerini ve endişelerini anlamanıza yardımcı olabilir ve birlikte herkes için uygun olan sınırlar koyabilirsiniz. Bunun gibi bir diyalog, çocuklarınız için değerli bir ders olabilir ve onların internet kurallarını öğrenmelerine ve sosyal medya hakkında eleştirel düşünmelerine yardımcı olabilir.
- “TikTok çekmeyi bırak! O hareketi nasıl yapacağını bilmiyorsun! Kendini rezil edeceksin, arkadaşlarım bunu görecek ve benimle dalga geçecek.” (kız, 12)
Çocukların ebeveynlerinin davranışlarından utanabilmesi ve bu konuda endişelenmesi anlaşılabilir. Bu bir noktaya kadar da doğrudur. Ebeveynler çevrim içi eylemlerinin çocukları üzerinde yaratacağı etkinin farkında olmalıdır. Aynı zamanda eğlenmenin ve kendini ifade etmenin de bir yaş sınırı yoktur. Ve bunun canlı kanıtı olan pek çok içerik üreticisi var! 11 milyonun üzerinde takipçisi olan TikTok hesabı sahibi 92 yaşındaki Lillian Droniak buna iyi bir örnektir.
Çocuğunuz sosyal medyada kendinizi temsil etmeniz konusunda utanıyorsa, bu durumu ona öz güven, ifade özgürlüğü ve yaratıcılık konusunu öğretmek için bir fırsat olarak kullanabilirsiniz. TikTok gibi halka açık bir sitede bile neşeyi ifade etmek ve eğlenmek, diğer insanlar gibi ebeveynlerin de çok yönlü bireyler olduğunu göstermenin olumlu ve sağlıklı bir yolu olabilir. Ancak eğer çocuğunuz paylaşımlarınızdan rahatsız oluyorsa, ortak bir noktada buluşabilir veya paylaşımlarınızı çocuğunuzun arkadaşları dışındaki kişilerle sınırlandırabilirsiniz.
- “Ebeveynlerim benimle paylaşıp paylaşamayacağım şeyler hakkında konuşup duruyor. Ama onlara hesabımın gizli olduğunu ve paylaşımlarımı sadece arkadaşlarımın görebileceğimi birçok kez söyledim. Bana daha fazla özgürlük vermeleri gerek.” (kız, 13)
Çocuğunuz sosyal medya kullanıyorsa platformların gizlilik ayarlarını ve nasıl kullanıldığını öğrenmeye çalışın. Bu bilgi, çocuğunuzun etkileşimlerinin ve gönderilerinin sınırlarını anlamanıza yardımcı olabilir. Ancak dikkate alınması gereken bir nokta da küçük bir grup insanın görebileceği şekilde yayımlansa bile gönderilerin varsayılan olarak herkese açık hale gelmesidir. Örneğin çocuğun arkadaşlarından biri, yayımlanan bir fotoğrafın ekran görüntüsünü alıp başkasıyla paylaşırsa, fotoğrafın erişimini kontrol etmek imkansızdır. Hem siz hem de çocuklarınız bu gerçeğin farkında olmalı ve profilinizde herhangi bir şey paylaşmadan önce daima bunu aklınızda bulundurmalısınız.
Diğer ipuçlarında olduğu gibi, burada da önemli olan güvenliği göz önünde bulundurmak ve aynı zamanda çocuğunuzun eylemlerinden dolayı kendini yetkin ve sorumlu hissetmesine izin vermektir. Çevrim içi etkileşimler için birlikte kurallar oluşturmaya çalışın ve ne tür bir etkileşimin kabul edilebilir olduğunu çocuğunuzla konuşun. Kurallar açıklandıktan sonra, paylaştıkları gönderileri yakından takip ederek, gönderdikleri her gönderiye yorum yapmaktan kaçınarak ve önceden belirlenmiş kurallara bağlı kaldıklarından emin olarak çocuğunuzun kararlarına ve çevrim içi varlığını yönetme becerisine güvendiğinizi gösterin.
- “Tüm seyahat boyunca telefonumu kullanmama izin vermediler! Eğer böyle yaparlarsa herkesin ne yaptığından nasıl haberim olacak?” (Erkek, 13)
Çocuklar bunu duymaktan pek memnun olmasa da ekran başında kalma süresinin sınırlı olması onların iyiliği düşünülerek yapılıyor. Aşırı ekran süresi, fiziksel sağlığın ve uyku düzeninin yanı sıra genel zihinsel sağlığı da etkileyebilir. Ebeveynler, sınırlar koyarak çevrim içi ve çevrim dışı etkinlikler arasında sağlıklı bir denge oluşturmayı amaçlıyor. Öte yandan sosyal medyanın düşmanınız olmadığını da unutmamanız gerekiyor. Sosyal medya, çocuklarınızın arkadaşlarıyla iletişim halinde olmasını, fikirlerini ifade etmesini ve farklı konuları keşfetmesini sağlıyor. Çocukların çevrim içi dünyayı keşfetme isteklerini aşırı derecede sınırlamak isyankar davranışlara, aynı zamanda çocukların İnternet'te gezinmeyi öğrenme fırsatlarının azalmasına yol açabilir.
Son olarak...
Genel olarak, ekran başında kalma süresine yaklaşımınız dengeli olmalı ve hem risk hem de faydayı dikkate almalısınız. Kuralları belirleme konusunda etkili bir süreç oluşturmak için çocuklarınızın karar alma sürecinin bir parçası olmasına izin verin. Bu onların kendilerini yetkin hissetmelerine ve belki de önerilerinize karşı isyan etme olasılıklarının azalmasına yardımcı olacaktır. Onların fikirlerini dinleyin ve onların arzuları ile kendi görüşleriniz arasında bir uzlaşma zemini bulmaya çalışın. Eğer sınırlar konusunda hala çocuğunuzun memnun olmadığı bir nokta varsa, konuyu daha sonra tekrar ele almayı kabul edebilir, hatta belirli görevleri veya ufak tefek işleri tamamlamak için ekran başında daha fazla zaman geçirmesini bile konuşabilirsiniz.
Yanıtlar sizi şaşırttı mı? Bu yazıda sunulan ipuçlarının körü körüne takip edilmesi gerekmese de çocuklarımızın düşüncelerini dinlemek, güvende olmalarını sağlamak ve İnternet'te eğlenmek için hep birlikte çalışmamıza yardımcı olabilir. Unutmayalım ki dijital emniyet ve güvenlik yolculuğu ancak ekip olarak konuşarak ve birbirimizden öğrenerek yapabileceğimiz bir şeydir.