| Eğitim

Beğeniler ve filtrelerin ötesinde: Dijital dünyada sağlıklı vücut imajını desteklemek

| 03 Nov 2023
Paylaş

Sosyal medyada dolaşırken, vücudunuzun standartlara uygun olmadığını hissediyor musunuz? Çoğumuz bu duyguyu yaşıyoruz. Ve vücutları sürekli değişen çocuklar, kendi vücutlarıyla ilgili olumlu bir bakış açısına sahip olma konusunda zorlanabilir. Sosyal medya, kullanıcıların vücut imajını nasıl etkiliyor? Çocuğunuzun öz saygısını nasıl geliştirebilirsiniz?

Dikkatli bir şekilde kullanıldığında sosyal medya, çocuğun kendine güvenini geliştirmesi için harika bir araçtır. Aslında, çocukların birçoğu sosyal medyanın kendilerini her zaman veya çoğu zaman (%67) mutlu ettiğini ve sosyal medya sayesinde arkadaşlarına daha yakın hissettiğini (%66) ifade ediyor. Sosyal platformlar, farklı dış görünüşe sahip olması, sağlık sorunları olması veya yeni insanlarla tanışma ve ilişki kurma konusunda zorluk yaşaması nedeniyle çevrim dışı dünyada arkadaş edinmekte zorlanan kişiler için yararlı bir sosyalleşme aracı olabilir. Çocuklar çevrim içi dünyada kendileriyle aynı ilgi alanlarını paylaşan, aynı şeylerden hoşlanan veya aynı zorlukları yaşayan benzer fikirlere sahip insanlar bulabilir. Bir topluluğun parçası olmak, özgüvenlerini derinden etkileyerek çocuklara aidiyet ve destek duygusunu aşılayabilir. Çocuklara yalnız olmadıklarını, eşsiz ve değerli olduklarını hissettirebilir

Ayrıca sosyal medyada yararlı içerikler sunan birçok hesap vardır. Örneğin, vücutla ilgili olumlu düşünceleri destekleyen ve kendini kabul etmeye teşvik eden birçok topluluk bulunur. Bu platformlar, farklı vücut tiplerine değer vererek, kendini sevmeyi ön plana çıkararak ve güzelliğin her şekil ve boyutta olabileceği fikrini benimseyerek geleneksel medyada sürdürülen gerçekçi olmayan güzellik standartlarına karşı çıkıyor. Bu sayede çocuklar kendi bedenleriyle ilgili daha sağlıklı bir algıya sahip olabilir ve kendilerini daha çok sevebilir

Ayrıca aktif ve dengeli bir yaşam tarzı benimsemek için değerli bilgiler ve motivasyon sağlayan birçok fitness tutkunu, beslenme uzmanı ve sağlıklı yaşam savunucusu da çevrim içi dünyada yer alır. Genel olarak sosyal platformlar çocukların kendi kimliklerini keşfetmeleri, farklı tarzları denemeleri, çeşitli hobileri deneyimlemeleri ve yaratıcılıklarını başkalarıyla paylaşmaları konusunda olanak sunar. Bu deneyimler sayesinde çocuklar fiziksel ve zihinsel sağlıklarına yönelik daha olumlu ve proaktif bir yaklaşım geliştirebilir

Gençler arasında hangi sosyal medya uygulamaları popülerdir?

(Aşağıdaki uygulamalardan herhangi birini kullandığını söyleyen ABD’li gençlerin yüzdesi

%95 – YouTube
%67 – TikTok
%62 – Instagram
%59 – Snapchat
%32 – Facebook
%23 – X (Twitter)
%20 – Twitch
%17 – WhatsApp
%14 – Reddit
%5 – Tumblr

Kaynak: Pew Araştırma Merkezi, 2022

Dijital aynanın olumsuz yönleri

Yukarıda bahsedilen olumlu yanlarının yanı sıra sosyal medya uygulamalarında gezinmek ve kendini başkalarıyla karşılaştırmak veya daha kötüsü kişinin zorbalığa maruz kalması ve görünüşüyle ilgili olumsuz geri bildirimler alması yüzünden, çeşitli olumsuz duygular hissetmesine veya davranışlarda bulunmasına neden olabilir. Gerçekçi olmayan güzellik standartlarıyla ilgili düşüncelere neden olması sosyal medya kullanımıyla ilgili sık karşılaşılan bir sorundur. İnsanlar genellikle hayatlarının ışıltılı yanlarını, yani en mutlu ve en güzel anlarının fotoğraflarını paylaşır, dolayısıyla diğer kullanıcılar hayatları ve görünümleri hakkında “yetersiz” hissedebilir. Ayrıca belirli düzenleme uygulamaları aracılığıyla veya kullanıcının gerçeklikten çok farklı görünmesini sağlayan kullanımı kolay filtreler aracılığıyla resim ve video düzenleme ve değiştirme son yıllarda oldukça erişilebilir hale geldi. Gönderileri düzenlemek ve resim kullanmak kullanıcılar için eğlenceli olabilir ancak izleyicilere sanki kendileri bu -tamamen uydurma- standarda ulaşamıyormuş gibi hissettirebilir.

Çocuklar neden filtre kullanıyor?

“Çok eğlenceli.” – %27,49
“Daha hoş görünmek istiyorum.”– %11,47
“Fotoğraflarımın eğlenceli görünmesini istiyorum”. – %8,17
“Dikkat çekmek istiyorum.” – %5,22
“Gerçek hayatta göründüğünden farklı görünmek istiyorum.” – %5
“Başkaları da kullanıyor.” – %4,92

Kaynak: UPOL ve O2 Çek Cumhuriyeti, 2022

İlgi çekici fotoğrafların ve beğenilerin, paylaşımların ve yorumların sürekli akışta olduğu bir dünyada yer alan çocuklar için kıyaslama ve diğerleriyle yarış halinde olma düşüncesine kapılmak çok kolaydır. Beğenilerin ve yorumların sayısını takip ederken başkalarının beğenilerindeki ve yorumlarındaki artışı gören çocuk kendini yetersiz hissedebilir veya “yeterince iyi” hissetmeyebilir. Facebook ve Instagram gibi bazı sosyal medya platformları bu konuyu ele alarak, artık kullanıcıların gönderilerindeki sayıları gizleyebilmesine olanak tanıyor ancak bunun gerçekten etkili olup olmadığı tartışmaya açık bir konudur. Maalesef sosyal medyanın görünüm odaklı yapısı bazen başlangıçta amaçladığı topluluk duygusu yerine rekabeti teşvik edebilir.

En kötüsü, gerçekçi olmayan güzellik standartları ve sosyal medyanın rekabetçi ortamı, çocukların bedeniyle ilgili imaj sorunları yaşamasına, aşırı egzersize yönelmesine, sağlıksız yemek alışkanlıklarına sahip olmasına ve hatta kaygı ve depresyon yaşamasına yol açabilir. Bu nedenle çocuklar dijital güvenliğin yanı sıra öz saygıları konusunda da ebeveynlerinin rehberliğine ihtiyaç duyar. Çocuğunuzun çevrim içi deneyimini olumsuz tavırlar yerine olumlu duyguları destekler hale getirmek için neler yapabilirsiniz?

1. Medya okuryazarlığı hakkında konuşun: Eğitim, sosyal medyanın olumsuz yönlerine karşı ilk savunma silahıdır. Çocuklarınızı, gerçekçi olmayan güzellik standartları da dahil olmak üzere internette gördüklerini sorgulamaya teşvik edin. Dijital olarak değiştirilmiş görsellerin ve videoların bazen özgün içerikle nasıl karıştırılabileceği hakkında konuşun. Dijital ortamda etkili bir şekilde gezinmek üzere çocuklarınıza eleştirel düşünme becerileri kazandırın.

2. Rol model olun: Çocuklar genellikle, yakınlarının davranışlarını izleyerek öğrenir. Sosyal medyayı sorumlu ve dikkatli kullanmayı göstererek olumlu bir örnek oluşturun. Sağlıklı özsaygıyı, başkalarına saygıyı ve görünüşten çok karaktere değer vermenin önemini gösterin. Hareketleriniz çocuğunuzun çevrim içi davranışı üzerinde kalıcı bir etki bırakabilir.

3. Çocuklarınızı başkalarına ve kendine karşı sayılı olması konusunda teşvik edin: Çocuğunuza kendi kendine olumlu konuşmalar yapması konusunda ilham verin ve kendi değerlerinin görünüşünden kaynaklanmadığını hatırlatın. Sözler ve eylemler başkalarının üzerinde psikolojik açıdan derin bir etkiye sahip olabileceğinden hem çevrim içi hem de çevrim dışı olarak başkalarına karşı nazik olmayı ve başkalarına karşı empati beslemeyi teşvik edin.

4. Bir kişinin değerini neyin belirleyeceği konusunda çocuklarınızın bakış açısını genişletin: Çocuklarınızı, fiziksel görünümün ötesinde çeşitli ilgi, yetenek ve becerilere sahip olma konusunda destekleyin. Gerçek güzelliğin nazik, şefkatli ve çok yönlü bir birey olmaktan geçtiğini anlamalarını sağlayın.

Güzellik bakanın gözündedir

Çocuklar zamanlarının çoğunu çevrim içi dünyada geçirdiklerinde, ulaşmaları gereken önceden belirlenmiş bir güzellik standardı olduğunu düşünebilir. Ancak güzellik kavramı zamana ve mekana göre değişebilir. Örneğin, Batı kültürleri bronzlaşmış cildi idealleştirirken, Hindistan veya Kore gibi diğer ülkelerde açık tenli olmak güzelliğin birinci şartıdır. 1920’lerde Batıda güzellik standardı çok ince bir vücut iken, yalnızca birkaç yıl öncesine kadar daha dolgun bir vücut güzel kabul ediliyordu. Bu gerçeklerden çocuklarınıza bahsedin ve onlara güzelliğin kesin bir tanımını olmadığını hatırlatın. Bu sayede, çocuklarınızın çoğu zaman ulaşmak için çok çabaladığımız standartların aslında tamamen keyfi olduğunu anlamalarını sağlayabilir.

5. Aktif olarak içerik seçmeleri konusunda teşvik edin: Çocuklarınıza bilinçli içerik tüketicileri olmayı öğretin. İlgi alanlarına ve değerlerine uygun içeriği belirlemelerine yardımcı olun. Takip edilecek olumlu, ilham verici ve bilgilendirici hesapların veya sayfaların birlikte bir listesini oluşturabilirsiniz. Olumsuz duygulara veya sağlıksız karşılaştırmalara neden olan hesapları takip etmeyi bırakmaları veya sessize almaları konusunda onları teşvik edin.

6. Pasif tüketim yerine aktif katılımı destekleyin: Çocuklar düşüncelerini, tutkularını ve yaratıcı ifadelerini çevrim içi olarak paylaşarak etkileşime geçtiklerinde ve akranlarından onay aldıklarında, değerli olma, ait hissetme ve kişilik duygularını geliştirirler. Olumlu etkileşimler ve destekleyici topluluklar onların güvenini artırabilir ve aidiyet duygusunu geliştirebilir.

7. Sosyal medya kullanımını takip edin: Çocuklarınıza güven duygusu aşılamak ve çocuklarınızın bağımsızlığını teşvik etmek için önemli olsa da çocuğunuzun sosyal medya etkinliklerini takip etmelisiniz. Kullandıkları platformlar hakkında bilgi sahibi olun ve çevrim içi deneyimleri, olası kaygıları ile ilgili çocuklarınızda sürekli olarak sohbet edin. Son olarak, ekran süresi açısından yaşa uygun yönergeleri ve sınırları da ayarlayabilirsiniz; ESET Parental Control bu konuda size yardımcı olabilir.

Aylık Bülten

Önerilen videolar

Dijital eğitim çocuğunuzun dijital güvenlik farkındalığını nasıl geliştirebilir?

Teknoloji ve internetten kaçınmanın imkânsız olduğu bir dünyada büyüyen çocuklarımız genellikle teknoloji meraklısı olarak görülür. Ancak gerçekten de düşündüğümüz kadar bilişim konusunda bilinçli midirler? Çocukların dijital eğitimine odaklanan girişimlerde yer alan Accenture'dan Alena Kanabová ile konuştuk. Çocuklarımızın becerilerinin gerçekte nasıl olduğuna ve bunları geliştirmek için hangi adımların atılabileceğine dair görüşlerine göz atalım.

Dengeyi bulmak: Çocuğunuzun güvenliğini sağlarken bağımsızlığını korumak

Ebeveynler olarak hepimiz çocuklarımızın geliştiğini ve bağımsızlaştığını görmek isteriz, özellikle de dijital dünyayı kullanırken. Ancak özgürlüğü ve kendine güveni teşvik ederken kendimizi genellikle onların güvenliği konusunda sürekli endişeli buluruz. Çocuklarımızın keşfetme özgürlüğü ile onları olası zararlardan koruma ihtiyacını dengelemek oldukça zorlayıcı olabilir.

TMI Uyarısı: Aşırı Paylaşım Gelecekteki Hayatınızı Nasıl Etkileyebilir?

Sosyal medya platformlarının bir bağlantı merkezi olduğu günümüz dijital çağında, özellikle çocuklarımız için aşırı paylaşımın sonuçlarını anlamak çok önemlidir. Çok sayıda sosyal medya platformunun ortaya çıkmasıyla çocuklar hayatlarını çevrimiçi ortamda giderek daha fazla paylaşıyor. Bazen yapmaları gerekenden veya istediklerinden daha fazlasını ortaya koyuyor ve bu da 'Çok Fazla Bilgi' (TMI) olarak bilinen bir fenomene yol açıyor. Kendimize sormamız gereken soru şudur: "Aşırı paylaşım çocuklarımızın gelecekteki yaşamlarını nasıl etkileyebilir?"