| Eğitim

Görmezden gelmeyin, bildirin: Çocuklarınıza nefret söylemine nasıl tepki vereceklerini öğretin

| 24 Nov 2023
Paylaş

İnternet kaliteli bir tartışma ortamının yanı sıra ilham vermek için birçok olanak sunuyor. Ancak siz veya çocuklarınız zaman zaman nefret söyleminin çevrimiçi hali olan siber nefret gibi hoş olmayan davranışlarla karşılaşabilirsiniz. Uluslararası hukukta bu saldırgan davranış biçimlerinin her ikisi de suç olarak tanımlanır. Çocuklarınız nefret söylemiyle ya da siber nefretle karşılaştığında ya da bunların kurbanı olduğunda nasıl tepki vermeli? Bu yazımızda çocuk psikoloğu Jarmila Tomkova'nın bu konudaki tavsiyelerine yer veriyoruz.

Uygunsuz davranış türleri nelerdir?

Nefret söylemi – Siber Nefrete Karşı Uluslararası Ağ (INACH), nefret söylemini şu şekilde tanımlar:

  • Kasıtlı veya kasıtsız, ayrımcı ve/veya karalayıcı ifadeler;
  • Bir kişinin veya bir grubun gerçek veya algılanan ırkı, etnik kökeni, dili, milliyeti, ten rengi, dini inançları veya bunların yokluğu, cinsiyeti, cinsel kimliği, cinsel yönelimi, siyasi duruşu, inançları, sosyal statüsü, doğumu, yaşı, zihinsel veya fiziksel sağlığı, engelliliği, hastalığı temelinde nefrete ve/veya şiddete ve/veya ayrımcılığa kasıtlı teşvik.

Siber nefret – elektronik medya aracılığıyla (örneğin SMS yoluyla) yapılan nefret söylemi. Çevrimiçi ortamda yapıldığında çevrimiçi nefret söylemi denilebilir.

Siber zorbalık – UNICEF, siber zorbalığı şu şekilde tanımlar:

  • Sosyal medya, mesajlaşma platformları, oyun platformları ve cep telefonları dahil olmak üzere dijital teknolojilerle zorbalık.
  • Hedeflenen kişileri korkutmayı, kızdırmayı veya utandırmayı amaçlayan tekrarlanan davranışlar.
  • Nefret söylemiyle karşılaştırıldığında siber zorbalık durumunda zorbanın kurbanına kimliğe dayalı ayrımcılık yapması şart değildir. Bu nedenle her siber zorbalık siber nefret olarak değerlendirilmez.

“Beğen, yorum yap, paylaş.”

İnternet, çocukların kendini geliştirebileceği, yeni bilgiler edinebileceği harika bir yerdir. Ama internette nefret ve propaganda da yaygındır. Neden bu kadar kolay oluyor? İnsanlar çevrimiçi ortamda fiziksel dünyaya göre farklı davranıyorlar. Dürtüsel hareket etme eğilimindeler ve disinhibisyon etkisine maruz kalırlar. Sosyal kurallara daha az uyum sağlarlar, bu da saldırgan davranışlarını daha kolay sergilemelerine neden olur. Jarmila Tomkova bu konuda şöyle diyor: “Birbirimize karşı daha düşüncesiz, çok daha az çekingen davranıyoruz ve internette çoğu zaman her şeyi daha yoğun yaşıyoruz.” Dolayısıyla insanlar gerçek hayata oranla nefret söylemini çevrimiçi ortamda daha rahat kullanıyor.

Çevrimiçi ortamda insanlar haberleri okurken daha az dikkatlidir. Her şey hızlıdır ve birçok bilgi, yorum içerir. İnternet kullanıcılarının her şey hakkında eleştirel düşünmeleri mümkün değildir. Çocuklarınıza sanal nefretle baş etmeyi öğretmeden önce çevrimiçi ortamın özelliklerini açıklayın.

Bilgi internette büyük bir hızla yayıldığı için siber nefret, daha fazla insana daha hızlı ulaşabilir. Bu nedenle siber nefret, çevrimdışı nefret söyleminden potansiyel olarak daha zararlıdır. Tomkova sözlerine şöyle devam ediyor: “Genel olarak siber nefret üç düzeyde zarar verebilir. Nefret ve hoşgörüsüzlük kültürü yaratarak bireye, kurbanın parçası olduğu gruba ve genel olarak tüm topluma zarar verir.” Siber nefret olarak sınıflandırılan davranışların mali para cezalarından hapis cezasına kadar uzanan ciddi sonuçları olabilir.

Nefrete nasıl yanıt verilir - hem çevrimiçi hem de çevrimdışı

Çocuklarınız bizzat nefret söylemiyle karşılaştı mı? Konuşmayı bir gerçekle bitirmelerini tavsiye edin.

Çocuk psikoloğu Jarmila Tomkova şu şekilde ifade ediyor: “Çatışmayı tırmandırmamak gerekir, ancak aynı zamanda pasif kalmak da doğru değildir.” Çocuklarınız müdahale etme, sohbeti sakinleştirme ve konuyu bir gerçekle sonlandırma konusunda ne yapacağını bilmelidir. Tomkova bunu şöyle açıklıyor: “Nefret söyleminde bulunan kişi diğer kişinin haklı olabileceğini kabul etmez; diğerlerinin fikirlerini kabul etmez.” Bazen tanıklar bile kendilerini tehdit altında hisseder ve daha güçlü olanın, genellikle de istismarcının tarafını tutar. Çocuklarınıza neden saldırganı desteklemek yerine kurbanı desteklemeleri gerektiğini açıklayın.

Ayrıca çocuklarınız nefret söylemine tanık olursa, nefrete karşı olduklarını göstermelidir. Örneğin kurbanla birlikte odadan çıkabilirler. Ayrıca bazı durumlarda çocuğunuz kurbana polis merkezine kadar eşlik edebilir. Tomkova bu konuda şöyle diyor: “Çevrimdışı nefretin tanığı olarak kurbana eşlik etmeye istekli davranarak kurbana psikolojik açıdan destek verebilirim. Bu sayede davranışın doğru olmadığını düşünenin yalnızca kendileri olmadığını anlarlar. Birinin yanında olmak, o kişiyi desteklediğimi ve adalete önem verdiğimi gösterir.”

Genel olarak en önemli kısım kurbanın yalnız kalmamasını sağlamaktır. Çocuklarınız, örneğin nazik bir mesaj bırakarak, duygularını ebeveynleriyle paylaşmalarını destekleyerek veya başvurabilecekleri güvenli yerler (örneğin bir yardım hattı veya psikolog) bulmalarına yardımcı olarak incinen kişiyi destekleyebilir.

Okulda yaşanan olay öncelikle okul yetkililerine bildirilmelidir. Kurum zorbalık ve nefretle mücadele etmek ve çocukların güvenliğini sağlamakla yükümlüdür. Öğretmen veya müdür daha sonra ebeveynlerle ve polisle iletişime geçmelidir. Psikolog sözlerine şunları ekliyor: “Çocuklar yetkililere bizzat başvurmaktan korkabilir. Bu yüzden bu tür durumların isimsiz olarak bildirilmesi için posta kutuları koymanızı öneririm.”

İNFOGRAFİKLER

Nefret söylemiyle başa çıkmak için üç olası strateji:

  1. Hiçbir şey yapmamak: Bu tavsiye edilmez, ancak en azından çocuğunuz olayı daha fazla büyütmemiş olur.
  2. Karşı nefret söylemi: Bu tavsiye edilmez. Nefret söyleminde bulunana nefretle karşılık vermek, nefreti körükler.
  3. Alternatif söylemler: Tavsiye edilir. Çocuğunuz nefretle aynı fikirde olmadığını gösterebilir ve konuşma için farklı bir ton belirlemeye çalışabilir, gerçeklere dayalı bir argüman ekleyebilir ve/veya durumu zekice bir mizahla hafifletebilir.

Çocuğunuz siber nefrete mi tanık oluyor? Bu durumu site yöneticilerine bildirdiklerinden emin olun.

Çocuğunuz siber nefrete tanık olduğunda bu nefret söylemlerini internette paylaşmamalı, beğenmemeli veya bunlara emojiyle yanıt vermemelidir. Bu şekilde yalnızca nefretin daha hızlı yayılmasına yardımcı olur. Çocuğunuz etkileşim kurmayı seçerse alternatif söylemleri kullanmalıdır. Gerçek hayatta olduğu gibi, onlara konuşmayı bir gerçekle bitirmeye çalışmalarını tavsiye edin. Çocuklarınızla internette gördükleri şeyleri neden görmezden gelmemeleri gerektiğini konuşun.

Siber nefretin ekran görüntülerini alıp olayı yöneticilere bildirebilirler. Ne kadar çok rapor alırlarsa yöneticilerin olayla ilgilenme olasılıkları da o kadar artar. Çocuğunuz nefret söylemlerinde bulunan kişiyi engelleyebilir ve bu durumu yöneticilere açıklayabilir. Ancak yöneticilerin benzer isteklerle karşılaşabildiğini ve bu isteklere yanıt vermekte yavaş kalabileceğini unutmamakta fayda var. Bu nedenle daha ciddi olaylarda polise haber verilmesi de tavsiye edilir.

Çocuğunuz nefret söyleminin ya da siber nefretin kurbanı mı? Onları paylaşmaya teşvik edin.

Düşüncelerini rahatça paylaşabildikleri bir konuşma başlatmaya çalışın ve çocuğunuzu dinleyin. Çocuğunuzun duygularını anlamaya çalışın. Endişelendiğinizi belli edin ve durumu ciddiye alın. Yetişkinler olarak çocuklarımıza psikolojik olarak destek verirken olayı çözmeli ve çocuklarımız için güvenli bir ortam yaratmalıyız. Birlikte olayı ilgili makamlara bildirebilir, gerekiyorsa psikolojik yardım alabilirsiniz. Düzgün konuşmalarda nefret söyleminin ve siber nefretin neden kullanılamayacağını açıklayın ve çocuklarınızın başkaları için rol model olmasını sağlayın.

ESET Parental Control for Android ESET Parental Control for Android

İnterneti çocuklarınız için daha güvenli hale getirin

Android için ESET Ebeveyn Kontrolü

30 GÜN BOYUNCA ÜCRETSİZ DENEYİN

Aylık Bülten

Önerilen videolar

Dijital eğitim çocuğunuzun dijital güvenlik farkındalığını nasıl geliştirebilir?

Teknoloji ve internetten kaçınmanın imkânsız olduğu bir dünyada büyüyen çocuklarımız genellikle teknoloji meraklısı olarak görülür. Ancak gerçekten de düşündüğümüz kadar bilişim konusunda bilinçli midirler? Çocukların dijital eğitimine odaklanan girişimlerde yer alan Accenture'dan Alena Kanabová ile konuştuk. Çocuklarımızın becerilerinin gerçekte nasıl olduğuna ve bunları geliştirmek için hangi adımların atılabileceğine dair görüşlerine göz atalım.

Dengeyi bulmak: Çocuğunuzun güvenliğini sağlarken bağımsızlığını korumak

Ebeveynler olarak hepimiz çocuklarımızın geliştiğini ve bağımsızlaştığını görmek isteriz, özellikle de dijital dünyayı kullanırken. Ancak özgürlüğü ve kendine güveni teşvik ederken kendimizi genellikle onların güvenliği konusunda sürekli endişeli buluruz. Çocuklarımızın keşfetme özgürlüğü ile onları olası zararlardan koruma ihtiyacını dengelemek oldukça zorlayıcı olabilir.

TMI Uyarısı: Aşırı Paylaşım Gelecekteki Hayatınızı Nasıl Etkileyebilir?

Sosyal medya platformlarının bir bağlantı merkezi olduğu günümüz dijital çağında, özellikle çocuklarımız için aşırı paylaşımın sonuçlarını anlamak çok önemlidir. Çok sayıda sosyal medya platformunun ortaya çıkmasıyla çocuklar hayatlarını çevrimiçi ortamda giderek daha fazla paylaşıyor. Bazen yapmaları gerekenden veya istediklerinden daha fazlasını ortaya koyuyor ve bu da 'Çok Fazla Bilgi' (TMI) olarak bilinen bir fenomene yol açıyor. Kendimize sormamız gereken soru şudur: "Aşırı paylaşım çocuklarımızın gelecekteki yaşamlarını nasıl etkileyebilir?"