| Eğitim

Kimlik doğrulama yöntemleri hakkında bilmeniz gerekenler: Soru-cevap rehberi

| 05 Jan 2024
Paylaş

Çocuğunuz ilk akıllı telefonunu eline aldığında, önünde yeni bir dünyanın kapıları açılır. Cihazlarını, arkadaşlarıyla iletişim kurmanın yanı sıra eğlence ve eğitim içeriklerine erişmek için de kullanırlar - ancak aynı zamanda potansiyel risklerle de karşı karşıya kalırlar. Her tıklamada, telefon onlardan daha fazla veri elde etmek ister. Akıllı telefonunu yetkisiz erişime karşı koruması konusunda çocuğunuza nasıl yardımcı olabilirsiniz? Öğrenmek için Soru-Cevap rehberimizi okuyun.

S: Kod, hareket, TouchID, FaceID ve voiceID arasındaki farklar nelerdir? 

 

C: Bu yöntemlerin hepsi çocuğunuzun cihazını yetkisiz erişime karşı korumak için kullanılabilir. Kod veya PIN, belki de en geleneksel yöntemdir ve cihazın kilidini açmak için sayısal bir kod girme anlamına gelir. Genellikle desen kilidi olarak adlandırılan hareket tabanlı kimlik doğrulama, kullanıcıların cihazı açmak için ekranda belirli bir desen çizmesini gerektirir. Her iki durumda da çocuğunuz kolayca hatırlayabileceği ancak yabancılar tarafından tahmin edilmesi zor bir sayı kombinasyonu veya desen seçmelidir. Bir de biyometrik seçenekler var: TouchID, FaceID ve voiceID. Bu seçenekler kullanıcıların benzersiz özelliklerini - parmak izi, yüz şekli veya ses tonu - cihazın kilidini açmak için bir anahtar olarak kullanır. Bu kimlik doğrulama yöntemleri iki temel nedenle modern ve oldukça popülerdir: kullanışlıdırlar (kullanıcının herhangi bir kodu hatırlaması veya cihaza manüel olarak girmesi gerekmez) ve nispeten güvenlidirler. Çoğu biyometrik kimlik doğrulama seçeneğinin kopyalanması zordur - ancak deepfake ve yapay zeka teknolojilerinin gelişmesiyle birlikte, biyometrik veriler, özellikle de ses, kilitli bir cihaza erişim sağlamak için yapay olarak kopyalanabiliyor. Genel olarak, biyometrik kimlik doğrulamanın da dikkat edilmesi gereken olumsuz yönleri vardır. Örneğin FaceID’nin çalışması için aydınlık bir ortam gerekebilir. Bu nedenle biyometrik kimlik doğrulama yöntemleri genellikle daha “eski yöntemlerle” birlikte kullanılır. Biyometrik kimlik doğrulama başarısız olduğunda, çocuğunuz kodu girerek veya bir desen çizerek cihazını açabilir. 

 

S: Bu yöntemlerden en güvenlisi hangisidir? 

 

C: Duruma göre değişir. Çocuğunuz için çok karmaşık bir desen kilidi oluşturmak en güvenli seçenek olabilir, ancak aynı zamanda çok rahatsız edici ve hatırlaması zordur. Genel olarak, FaceID ve TouchID’nin çocuğunuzun akıllı telefonu için en yüksek düzeyde güvenlik sağladığını söyleyebiliriz. Her iki yöntem de yüksek derecede biyometrik hassasiyete sahip ileri teknoloji kullanır ve yetkisiz kullanıcıların erişim sağlamasını son derece zorlaştırır. Bazı insanların düşündüğünün aksine, FaceID ile korunan bir cihazın kilidini bir fotoğraf veya maske kullanarak açmak oldukça zordur ve bir parmak izini kopyalamaya çalışmak da son derece zordur. Ayrıca, çocuklar ve biyometrik kimlik doğrulama söz konusu olduğunda, kolaylık da önemlidir. Çocukların karmaşık PIN kodlarını veya desenleri hatırlaması zor olabilir, bu nedenle modern biyometrik seçenekler, basit ve pek de güvenli olmayan bir hareket veya koddan daha güvenlidir. 

 

S: Peki, biyometrik kimlik doğrulama yöntemleri tamamen kusursuz mudur? 

 

C: Ne yazık ki, hiçbir doğrulama yöntemi tamamen güvenli değildir. Neden? Parolalar, kodlar veya PIN’lerde olduğu gibi, biyometrik veriler de güvenli olmayan bir şekilde saklanırsa, cihaz kaybolursa veya veriler ihlal edilirse çalınabilir. Bundan kaçınmak için, aşağıdakiler de dahil olmak üzere siber güvenli davranışın temellerini dikkate almak önemlidir: 
 

  • Cihazı ve uygulamaları her zaman güncel tutun. Eski yazılım sürümleri, tehditlere daha açık olabilir.  

  • Güçlü parolalar kullanın. Çocuğunuz, uygulamalarda veya sosyal medyada güvenli olmayan parolalar kullanıyorsa, verilerinin çalınması daha olasıdır.  

  • Parolaları asla başkalarıyla paylaşmayın. Çocuklar parolalarını ebeveynleriyle paylaşabilir, ancak sınıf arkadaşlarıyla ve hatta arkadaşlarıyla serbestçe paylaşmamalıdır.  

  • Çocuklarınıza güvenli çevrimiçi davranışları öğretin. Çocuklarınız kimlik avı veya kötü amaçlı yazılımların tüm inceliklerini anlamaya hazır olmayabilir, ancak çevrimiçi ortamda güvende kalmanın temellerini öğrenebilirler ve öğrenmelidirler. Örneğin, parolalarını değiştirmelerini veya bağlantıya tıklamalarını isteyen bir e-posta aldıklarında, herhangi bir işlem yapmadan önce her zaman size danışmaları gerektiğini çocuklarınıza açıklayın. 

  • Güvenlik yazılımı indirin. Cihazı, kötü amaçlı bir yazılımdan koruma çözümü ile güvence altına alarak, başka bir güvenlik katmanı ekleyebilir ve bu sayede siber suçluların çocuğunuzun verilerine erişmesini daha da zorlaştırabilirsiniz. 

 

S: Çocuklar kimlik doğrulama yöntemlerini ne sıklıkla değiştirmeli veya güncellemelidir? 

 

C: Uzun süre, kimlik doğrulama yöntemlerinin düzenli olarak güncellenmesinin kullanıcı güvenliği için faydalı olduğu düşünüldü. Ancak, Ulusal Standartlar ve Teknoloji Enstitüsü (NIST) artık kullanıcıları parolalarını periyodik olarak değiştirmeyi önermiyor. Kimlik doğrulama yöntemlerinde aşırı sık yapılan değişiklikler özellikle çocuklar için yorucu olabilir. Dolayısıyla, genel olarak, çocuğunuzun kimlik doğrulama yöntemlerini sık sık güncellemesi gerekmez. Parmak izi ve yüz tanıma gibi biyometrik verilerin, çocuğunuzun görünümünde önemli bir değişiklik olmadığı sürece genellikle değiştirilmesi gerekmez. Öte yandan, bir güvenlik ihlalinden şüphelenir veya çocuğunuzun cihazı kaybolur ya da çalınırsa, yetkisiz erişimi önlemek için parolaları, PIN’leri veya diğer kimlik doğrulama yöntemlerini derhal değiştirmeniz çok önemlidir. 

 

S: Kimlik doğrulama yöntemleri zaman içinde nasıl değişiyor? Takip etmemiz gereken yeni akımlar var mı? 

 

C: Kimlik doğrulama yöntemleri, güvenliği ve kullanıcı deneyimini iyileştirmek için sürekli olarak gelişiyor. Biyometrik kimlik doğrulama yöntemleri doğruluk ve hız açısından gelişmeye devam ediyor ve yaygınlaşıyor. Bazı web siteleri, yazma hızı, dokunmatik ekran hareketleri ve fare hareketleri gibi kullanıcı davranış kalıplarını analiz eden davranışsal biyometri kullanıyor. Bu yöntem ek bir güvenlik katmanı sağlayabilir ve siber suç faaliyetlerini herhangi bir zarara yol açmadan önce ortaya çıkarabilir. Biyometrik canlılık algılama teknolojileri de deepfake saldırılarına karşı koymak ve biyometrik verilerin kaydedilmiş bir yapıdan değil, gerçek bir canlı kaynaktan geldiğinden emin olmak için kullanılan bir yeniliktir. Bu akımlar oldukça etkileyicidir, ancak muhtemelen çocuğunuzun kullanıcı deneyimini önemli ölçüde değiştirmez. Bununla birlikte, MFA (çok faktörlü kimlik doğrulama) kullanımı, güvenliklerine önemli ölçüde yardımcı olabilir. MFA nedir? Bu konuyu, güvenlik analisti Neil J. Rubenking şu şekilde açıklıyor: “Kimlik doğrulama için genel olarak kabul edilen üç faktör vardır: bildiğiniz bir şey (parola gibi), sahip olduğunuz bir şey (donanım belirteci veya cep telefonu gibi) ve sizden bir şey (parmak iziniz gibi).” MFA, bir kullanıcının kimliğini, farklı kategorilerden iki veya daha fazla yöntem ile doğrulama işlemidir ve yetkisiz kişilerin hassas hesaplara veya bilgilere erişmesini daha zor hale getirir. Çocuğunuzun dijital deneyimini daha güvenli hale getirmek için bir MFA kullanmak oldukça faydalıdır. Son olarak, unutulmaması gereken bir başka yükselen akım daha var: geçiş anahtarları. Bunlar, muhtemelen web siteleri ve platformlar için gelecekteki kimlik doğrulama yöntemleridir ve oturum açma sürecini hızlı ve oldukça kolaylaştırır. Bir geçiş anahtarı, şifrelenmiş karakterler biçiminde bir çift eşleşen anahtardan oluşur. Biri cihazınızda saklanır, diğeri ise kullandığınız sunuculara veya hizmetlere yüklenir. Oturum açmaya çalıştığınızda, tek yapmanız gereken cihaz kilidinizle (PIN veya FaceID gibi) kimlik doğrulaması yapmaktır ve sunucu iki anahtarın eşleştiğini doğrular. Her şey doğruysa, herhangi bir parola hatırlamanıza gerek kalmadan giriş yapabilirsiniz. 

 

ESET Parental Control for Android ESET Parental Control for Android

İnterneti çocuklarınız için daha güvenli hale getirin

Android için ESET Ebeveyn Kontrolü

30 GÜN BOYUNCA ÜCRETSİZ DENEYİN

Aylık Bülten

Önerilen videolar

Dijital eğitim çocuğunuzun dijital güvenlik farkındalığını nasıl geliştirebilir?

Teknoloji ve internetten kaçınmanın imkânsız olduğu bir dünyada büyüyen çocuklarımız genellikle teknoloji meraklısı olarak görülür. Ancak gerçekten de düşündüğümüz kadar bilişim konusunda bilinçli midirler? Çocukların dijital eğitimine odaklanan girişimlerde yer alan Accenture'dan Alena Kanabová ile konuştuk. Çocuklarımızın becerilerinin gerçekte nasıl olduğuna ve bunları geliştirmek için hangi adımların atılabileceğine dair görüşlerine göz atalım.

Dengeyi bulmak: Çocuğunuzun güvenliğini sağlarken bağımsızlığını korumak

Ebeveynler olarak hepimiz çocuklarımızın geliştiğini ve bağımsızlaştığını görmek isteriz, özellikle de dijital dünyayı kullanırken. Ancak özgürlüğü ve kendine güveni teşvik ederken kendimizi genellikle onların güvenliği konusunda sürekli endişeli buluruz. Çocuklarımızın keşfetme özgürlüğü ile onları olası zararlardan koruma ihtiyacını dengelemek oldukça zorlayıcı olabilir.

TMI Uyarısı: Aşırı Paylaşım Gelecekteki Hayatınızı Nasıl Etkileyebilir?

Sosyal medya platformlarının bir bağlantı merkezi olduğu günümüz dijital çağında, özellikle çocuklarımız için aşırı paylaşımın sonuçlarını anlamak çok önemlidir. Çok sayıda sosyal medya platformunun ortaya çıkmasıyla çocuklar hayatlarını çevrimiçi ortamda giderek daha fazla paylaşıyor. Bazen yapmaları gerekenden veya istediklerinden daha fazlasını ortaya koyuyor ve bu da 'Çok Fazla Bilgi' (TMI) olarak bilinen bir fenomene yol açıyor. Kendimize sormamız gereken soru şudur: "Aşırı paylaşım çocuklarımızın gelecekteki yaşamlarını nasıl etkileyebilir?"